Bediüzzaman Hazretlerine Devrin En Yüksek İlmi Rütbesi Olan Mahreç Pâyesi Verilmesi

Bediüzzaman Hazretlerine Devrin En Yüksek İlmi Rütbesi Olan Mahreç Pâyesi Verilmesi

Bedîüzzaman Hazretleri Dârü’l-Hikmet âzalığına tayin edildikten on gün sonra, o zamanki savunma bakanlığı olan Harbiye Nezareti’nin teklifi ile Sultan VI. Mehmed Vahîdüddin tarafından, 25 Ağustos 1918 tarihinde kendisine devrin en yüksek ilmî rütbesi olan “Mahreç” pâyesi verilmiştir. [1] Şeyhü’l-İslam Musa Kazım Efendi’nin Padişaha hitaben yazdığı dilekçede, Bediüzzaman’ın bu ilmî rütbeyle taltifi için hazırlanan tasarı -günümüz ifadesiyle- şöyle arz edildi:

“Atûfetlü (çok merhametli) Efendim Hazretleri!

Bitlis’te Ruslarla vukua gelen savaşlara iştirak edip esir düşmüş ve bu kere dönmüş olan Bediüzzaman Said-i Kürdî Efendi’nin aşiretlerin savaşa teşviki hususundaki gayretli çalışmaları ve görülen kıymetli vatanperver hizmetlerine binaen ilmî bir rütbe ile taltifi Savunma Bakanlığı’ndan bildirilmiş ve daha sonra Dârü’l-Hikmeti’l-İslamiye âzâlığına tayin olunan bu zatın mahreç payesi ile taltifi münasip olduğu düşünülerek düzenlenen padişah iradesini gösteren tasarı ekte (size) sunulmuş ise de Hazret-i Hilafet-penahi (Halife olan Sultanımız) münasib görürse bu hükmün yerine getirileceği kararlaştırılmıştır efendim.”

Üstad’a “Mahrec Rütbesi” verilmesine dair belge

Üstad’a “Mahrec Rütbesi” verilmesine dair belge

[1] Mahrec Payesi: Osmanlı devrinde sivillere verilen en büyük ilmî rütbelerden biridir. “Mahreç payesi Osmanlılarda, ilmiye, mülkiye ve askeriye sınıflarında ayrı ayrı vasıflarda değerlendirilirdi. İlmiyede Mahreç Mevleviyeti şeklinde de kullanılırdı. O ise, umum müderrislerin başı ve bütün memleketin baş müderrisinin ikincisi şeklinde mânâlandırılırdı. Askeriyede ise kaymakamlık mânâsındaydı…” (Kamus-u Türkî) Geri